Pazar, Aralık 25, 2011

İlk intiharım..

       Ona nasıl aşık olduğumu hatırlamıyorum. Çok küçüktüm zaten, zor tabi hatırlamak. Ama bunu duyan ayıp diyo, insan hiç ilk aşkını unutur mu ? Unutuluyor işte, başka unuttuğumuz herşey gibi. Ama azbuz birşeyler anımsıyorum aşkıma dair. Sınıfın en çalışkan iki öğrencisiydik onunla. Öğretmenimiz okuma dersleri yapardı ve o derslerde en hızlı okuyan ya o olurdu ya da ben. Belki de bu yüzden ona aşık olmuşumdur. Çalışkan, zeki, başarılı ve bir o kadar da dünyalar güzeli olduğundandır belki de ona olan aşkım. Bir keresinde bir üst sınıfın bir öğrencisi sınıfımıza gelip en çalışkan olanımızı hocalarının sınıfa çağırdığını söylemişti. Herkes adımı söyleyip beni gösterirken ben sessizce onu gösteriyordum. Ama yine de beni götürmüştü gelen öğrendi...
       En sevdiğim zamanlarsa, teneffüste bahçeye çıkıp Atatürk büstünün hemen arkasında oynadığımız dansa davet oyunuydu. Ben hep onu davet ederdim dansa, oysa o bana her seferinde papucunun altını gösterirdi. Ama yine de ilk onun ellerini tutup dans etmiştim ben... 
       Eskiden evleri hemen arkamızdaki binadaymış, ama ben bunu artık orada başkaları otururken öğrenmiştim. Yeni evleri de bize pek uzak sayılmazdı. Hergün  top oynamaya diye onların sokağa gider kaldırıma oturur onun cama ya da çatıya çıkmasını beklerdim. Ama nasıl bir duyguysa o çıktığında da beni görmesin diye şapkamı önüme eğer gizliden onu izlerdim. Utanırdım aslında. Acaba bana kötü bişey der mi, kızar mı diye düşünürdüm hep. Ama gizliden gizliye sevmeye devam ederdim işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder